• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Site Menüsü
Site Haritası

Rifaiyye



KUŞADASI RİFAİYYE TEKKESİ





Rıfailik, Rıfaiye ya da Rufaiye olarak da bilinir, Arap mutasavvıf Ahmed Rıfai’nin kurduğu tarikat. İslam dünyasındaki en yaygın tarikatlardan biridir. Kurucusunun tanımına göre Rıfailik bid’at ve hurafelerden uzak bir din, riyakârlıktan uzak ibadet, Tanrı dışındaki varlıklara bağlanmayan bir yürek, bayağı zevklere tutsak düşmeyen bir nefs temeline dayanır. Dini Tanrı’ya özgü kılmak ve içtenlik, verilmeyeni istememek, verileni geri çevirmemek, mal biriktirmemek ve başkalarının ayıplarını görmemek de tarikatın önemli ilkeleridir. Rıfailiğe göre çile, kişinin ruhsal açıdan olgunlaşması için başlıca araçtır.


Rıfaiye[1] tarikatına giriş özel bir törenle gerçekleşir. Ardından müride çeşitli zikirler verilir. Ayrıca mürşit ya da vekilince yönetilen toplu zikirler de yapılır. Sesli yapılan bu zikirlerde Kuran’dan bölümler ve dualar okunur; zikirde ritmin sağlanması için müzik aletlerinden de yararlanılır. Rıfailik, riyazet ve halvet uygulaması bakımından da öteki tarikatlardan ayrılır. Tasavvuf eğitimi boyunca her Rıfaiye müridi için zorunlu dokuz riyazet vardır. Bunların dördü mürit ilk eğitimini tamamlayıp “çavuş’luk derecesine ulaştıktan sonrasıyla ilgilidir. Bu riyazetleri tamamlayan mürit nakiblik derecesine yükselir. Nakiblik derecesinin beşinci riyazetini de tamamlayarak gerekli olgunluğa ulaşanlar, halife olabilecek duruma gelmiş sayılır.


Rifâiyye’nin XII. yüzyılda teşekkül eden tarikatlar arasında kuruluşunu tamamlayıp teşkilâtlanan ilk tarikat olduğunu söylemek mümkündür. Ahmed er-Rifâî’nin genç yaşta devrin meşhur sûfîlerinden olan dayısı Mansûr el-Batâihî’den kalabalık bir mürid topluluğu devralmış olması bu teşkilâtlanmanın en önemli sebebi olarak görülebilir. Amasya Taşova’da Rifâiyye’ye ait Seyyid Nûreddin Alparslan Zâviyesi için düzenlenen vakfiyenin Ramazan 655 (Eylül 1257) tarihini taşıması , Kayseri civarında Develi’de Seyyid Şerif adlı bir Rifâî şeyhine ait 695 (1295-96) tarihli bir mezar taşının bulunması ve Eflâkî’nin kaydına göre Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin sağlığında Konya’da Rifâîler’in mevcudiyeti  Rifâiyye’nin Anadolu’da XIII. yüzyılın ortalarından itibaren varlığını göstermektedir[2]. Yemen’den İstanbul’a gelen Şeyh Muhammed b. Ukayl Üsküdar’da Tavâşî Hasan Ağa (İnâdiye) Camii’nde Rifâî âyini icra etmiştir. İstanbul’da tarikatın yaygınlaşması XVIII. yüzyılda Üsküdar’da Rifâî Âsitânesi’nin kurulmasıyla başlar Bu yüzyılda tarikatın İstanbul’daki altı büyük tarikattan biri olduğu belirtilmektedir. Rifâiyye tarikatının esasları Ahmed er-Rifâî tarafından tesbit edilmiştir. Onun ifadesine göre Rifâiyye Kitap ve Sünnet’e dayanan, tevazu ve alçak gönüllülüğün esas alındığı bir tarikattır.


Kuşadası Rufaiyye tekkesi hakkında elimizde herhangi bir bilgi yoktur ancak tekkenin varlığını Maraş Valisi Kalender Paşa’nın Kuşadası muhafızlığına atanması sonrasında ortaya çıktığını bilmekteyiz. 1821 Mora isyanı sırasında Kuşadası tarikatlarına ve tekkelerine bir yenisi daha eklendi. Rum isyanını bastırmak ve Sisam adasından gelip Kuşadası sahillerini yağmalayan, ırza tasallut eden, ekinlerimizi yakan, çocukları ve kadınları kaçıran, zengin ağaları soyan  Rum eşkıya çetelerini durdurmak ve Kuşadası’nı sakin ve huzurlu bir şehir yapmak için  2000 adamı ile birlikte meşhur “Maraş valisi Kalender Paşa[3] “  27 Eylül 1821 tarihinde vezirlik rütbesiyle  Kuşadası muhafızlığına getirildi ve 150.000 guruş maaş tahsis edildi. On dört ay Kuşadası muhafızı olarak kentimizde yaşayan Kalender Paşa’nın beraberinde getirdiği askerler ve adamlarının hepsi “ Rakka Türkmenleri” idiler. Kalender Paşa’nın Kuşadası’nda vefat etmesi ve dört ay kadar  hanımlarından ve çocuklarından oluşan aile efradının Kuşadası’nda mahsur kalmaları ve Maraş’a dönmelerine müsaade edilmemeleri üzerine büyük bir kaos yaşandı. Durumun İstanbul’a bildirilmesi ve izin verilmesi sonucunda  Kalender paşa ailesi Maraş’a dönebildi. Paşa’nın adamları ve askerleri Maraş’a dönmeyip iki oklu mahallesine yerleştiler ve “ Rufaiyye Dergahını “ bu mahallede açtılar. 1826-27 yıllarında ise yaşadıkları mahallenin adı da “ Maraş mahallesi “ olarak değişti ve Rakka Türkmenlerinin tüm dini ritüelleri ve adetleri Kuşadası’na yayılmaya başlandı. Kuşadası’nın iki eski ve büyük mahallelerinden biri olan bu mahallede halen bu  Rakka Türkmen adetleri yaşadığı gibi, kalender Paşa ismi de canlılığını korumaktadır.
 


[1] Rıfailik | Ansiklopedist, erişim tarihi 11.08.2022 saat 13.09

[2] Rifaiyye, Mustafa Tahralı, TDV İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2008, Cilt 35, s 99-103

[3] BOA, C DH,11904 11 Rebiulevvel 1237


Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam350
Toplam Ziyaret353371
Köşe Yazıları
Hava Durumu