• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Site Menüsü
Site Haritası

Osmanlı Kuşadası Vakıfları




OSMANLI DÖNEMİ KUŞADASI VAKIFLARI






 
İslamda Vakıf, faydası Allah’ın kullarına ait olacak ve Allah’ın mülkü hükmünde sayılacak surette bir bina, arsa ve aletleri ferdî mülk olmadan çıkarmaktı. Böylece Allah’ın mülkünü toplumun faydasına bağışlayan kimse "vakfeden", bu hale konan şeyler "vakf edilmiş" saydırdı. Vakıfta, bu şartların  kaldırılması mümkün olan (gayri lazım) ile mümkün olmayan (lâzım) vakıf ayrılırdı. Vakıf resmi  olarak kaydedilirdi. (tescil). îleri sürülen şartlara göre vakıf işlerini yöneltmek için tayin edilen kimse "mütevelli" idi. Mütevellilerin vakfa ait işlerini kontrol eden daha yüksek görevdekine “nazır" [1]denirdi. Bazen Mütevelli ile Nâzır aynı kimse olurdu.  Vakıf olan binaların gelirini toplayan kimse "câbi" idi. Hayır kurumlarının yönetilmesi için vakf edilen mal (akar, bağ, bahçe, menkul şeyler) bir kâr (gaile) getirdikleri için hepsine birden kâr getiren şeyler (müstegallât) denirdi. Bunlar gerçi olarak sonradan “Gedik  “adını almıştır. “ Hayır kurumlan tapınaklar, medreseler, okullar, İmaretler, zaviyeler, kütüphanelerdi. Fukarahane, misafirhane, aşhane, şifahane” , vb.  imaret sayılırdı. “ Köprü, çeşme, sebil, havuz, kuyu, mezarlık “ gibi kamunun işlerine ait kurumlar da hayır kurumlarındandı. Vakfın gelirinden verilen aylık ve tayına "vazife" (çoğulu: vazaif) denirdi. Vakfedenin "takdiri ve yargıcın (Kadı’nın) "tescir'inden ibaret şer'i senet "Vakfiye" idi. Bir malı kâr beklemeden vakfa vermeğe "bağış" (teberru') denirdi.

 
Vakıflar bir uygulamanın adı olmasının ötesinde bir medeniyetin yürüyüşünü ve tekâmülünü hikâye eden bir müessesenin de adı olup, iyilik ve merhamet harekâtının ötesinde bir medeniyet tasavvuru eylemidir. Fethedilen ve Osmanlı topraklarına katılan yerleşim yerlerinin şehirleşmesinde veya yaşanabilir hal almasında vakıfların ehemmiyeti yadsınamaz bir gerçektir. Duruma göre şehirler imar ve ihya eden, dini, eğitim, sağlık ve sosyal alanlarda sayısız müessese vücuda getiren vakıflar, bazen de devletin güvenliği, ahalinin selameti için “ kaleler, palangalar ve ribatlar[2] da inşa eylemiştir. Zira vakıflar için en önemli husus, dini, ırkı, mezhebi ne olursa olsun aklı ve gönlü dingin insanlar yetiştirmektir. Bu sebeple arşiv belgeleri içerisinde vakfiye ve vakıf belgeleri birincil kaynaklar konumundadır.


Osmanlı döneminde vakıfların gelişmesinde en önemli husus vakıfların bir devlet politikası olarak çok yönlü teşvik edilmesidir. “Padişahlar, valide sultanlar, şehzadeler, padişah hanımları ve kızları [3] “ tarafından kurulan ve” Evkaf-ı selatin  “ kavramıyla anılan vakıflar mimari, iktisadi ve sosyal bakımdan en mükemmel ve kapsamlı vakıflardır. “ Hanedan-ı Âl-i Osman’” ın bu davranışı, devlet adamları, varlıklı kimseler hatta orta sınıf için mükemmel bir örnek olmuş vakıf teşkilinde kadını ve erkeği ile topyekûn Osmanlı toplumu yarış içerisinde olmuştur. Vakıfların devlet tarafından teşvikinin bir diğer unsuru da vakıflara tanınan vergi muafiyetleri ve ayrıcalıklardı. Vergi muafiyetleri vakıfları teşvikte çok önemli bir uygulamadır. Osmanlı'da çok yaygın olan bu tatbikat bugün de Bakanlar Kurulu kararıyla birçok vakfa tanınmış bulunmaktadır.
Kuşadası şehrinin kurulması da aslında bir vakıf aracılığı ile olmuştur. Dönemin Mısır valisi Öküz Mehmet Paşa valiliği sırasında açtığı kanallar vasıtasıyla Mısır’da çeltik (pirinç) tarımını geliştirmiş, daha sonra kurduğu “İskenderiye-İstanbul Deniz Ticaret Hattı “ ile “Dimyat pirincini “ İstanbul’a gönderip büyük paralar kazanmıştır. Kazandığı bu para ile Mısır valiliğinin son yılında “ Öküz Mehmet Paşa Vakfı” nı kurmuş ve çok sayıda mülkünü “ akar “ olarak bu vakıflara bağışlamıştır. 1613-1618 yılları arasında Kaptan-ı derya olunca Kuşadası’nı iskana açmak için  dönemin padişahı 1. Ahmet Han’dan ferman alarak Kuşadası’nda bir külliye yaptırmaya başlamıştır.  


Kuşadası Öküz Mehmet Paşa külliyesi “ cami, han, hamam, gözetleme kulesi şifahane, imaret, dükkanlar, balık dalyanları, su dolapları, değirmenler, köprü ve su kemeleri “ nden oluşmaktaydı. Külliye tamamlanınca paşa kendi adını taşıyan “ Öküz Mehmet Paşa Vakfiyesi” ni tamamlamış ve 1619-20 tarihinde İstanbul Galata Kadısına tescil ettirmişti  Öküz Mehmet Paşa Vakfı, 300 yıldan fazla bir zaman zarfında Kuşadası’nın gelişmesinde, önemli bir liman kenti olmasında, ticaret ve kültür merkezi durumuna gelmesinde büyük rol oynamıştır. Kuşadası limanından alınan vergilerin bu vakfın gelirlerinin ana bölümünü teşkil etmekteydi. Öküz Mehmet Paşa Vakfının arazileri ve mülkleri çok sayıda olduğundan bilhassa 19. Yüzyılda devletin zayıflığından faydalanan “ Beylerbeyiler, Mütesellimler, Voyvodalar “ bu vakfı mallarına tecavüz etmişler ve kendi üzerlerine geçirmişlerdir.


Öküz Mehmet Paşa Vakfı, Kuşadası’na güzel bir örnek olmuş, ve çok sayıda İstanbul kaynaklı vakıflarda Kuşadası’nda “ Cami, mektep, su yolu, köprü, mescit, medrese ve vb. “ vakıf eserleri inşa ettirmişlerdir. Aşağıda verdiğimiz tabloda da görüleceği gibi, Kuşadası’n da çok sayıda “vakfiye” kurulmuş ve bu vakfiyelere bağlı hayır eserleri inşa edilerek, bu vakıfların mütevellileri tarafından işletilmiştir. Ankara Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivlerinden elde ettiğimiz bilgilere göre 1848-1910[4] tarihleri arasında Kuşadası’nda kurulu 21 vakıf mevcuttur. Bu da göstermektedir ki, kentimiz Kuşadası Osmanlı döneminde bir “ vakıf cennetidir “. Ne yazık ki çok açık beddualar vakfiyelerinde yazılı olmasına rağmen, gerileme döneminde başlayan “ Allah’ın mülkü vakıflara el koyma “ cesareti Cumhuriyet döneminde de tüm hızıyla devam etmiş ve Kuşadası’nda Osmanlı dönemi vakıf eserleri hiç kalmamıştır.
 
 
 
  
1848-1910 KUŞADASI TAPU KAYITLARINA  GÖRE KUŞADASI  VAKIFLARI


  1. Abdi Paşa Vakfı

  2. Abdullah Paşa Vakfı

  3. Aydın oğlu İsa Bey zevcesi Azize Hanım Vakfı

  4. Cihan-zade Hacı Mehmet Efendi Vakfı

  5. Cihan-zade Hacı Mehmet Ağa kerimesi Fatma Hanım Vakfı

  6. Cezer-i Kasım Paşa Cami-i Vakfı

  7. Çoban-zade Vakfı

  8. Derviş Mustafa Efendi İbni Süleyman Tekkesi Vakfı

  9. Hacı Ali Efendi Vakfı

  10. Hacı İbrahim Cami-i Şerif Vakfı

  11. Hacı İlyas Ağa Vakfı 

  12. Hacı İshak Efendi Vakfı

  13. Hatice Hanım Vakfı

  14. Hırka-ı Saadet Vakfı

  15. Kilise Vakfı

  16. Köprübaşı Mescid-i Şerifi Vakfı

  17. Nur-ı Osmaniye Cami-i Şerifi Vakfı

  18. Recep Paşa Camii-Şerifi Vakfı

  19. Öküz Mehmet Paşa Vakfı

  20. Su Yolu Vakfı

  21. Türkmen Mahallesi Ahi Şeyhi El Hac  Şatır Mustafa  Cami-i Şerif Vakfı

 
           Önemli not : Kuşadası Vakıflarına ait Osmanlıca arşiv belgeleri elimize geçtiğinde ve bu belgeleri transkripsiyonu yaptığımız zaman yazılarını bu bölüme ekleyeceğiz.




[1]  Hilmi Ziya Ülken, Vakıf Sistemi ve Türk Şehirciliği, Vakıflar Dergisi, Ankara 2006, Sayı 9, s 13-37

[2] Mevlut Çam, Öküz Mehmet Paşa Vakıfları Akar ve Hayratları Üzerine Bir Değerlendirme, Kuşadası’nın Banisi Öküz Mehmet Paşa, Tibyan Yayıncılık  Basım Yayım ve Matbaacılık  San. Tic. Ltd., İzmir 2019, s 55

[3] Mehmet İpşirli, Osmanlı’da Vakıf Kurumu ve Öküz Mehmet Paşa, Kuşadası’nın Banisi Öküz Mehmet Paşa, Tibyan Yayıncılık  Basım Yayım ve Matbaacılık  San. Tic. Ltd., İzmir 2019, s126 )

 4. Adnan Torun-Gülseren Karaderili , 1848-1910 Dönemi  Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşivindeki Kuşadası Tapu Kayıtları, Kuşadası’nın Banisi Öküz Mehmet Paşa, İzmir 2019, Tibyan Yayınları, s 199-224





Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi3
Bugün Toplam4
Toplam Ziyaret360469
Köşe Yazıları
Hava Durumu