MÜTEAHHİT MUAMMER
Bazı insanlar eskilerin deyimiyle “ nev-i şahsına münhasır “ yani kendine özgü davranışı ve özgün karakteri olan kimselerdir. Bu insanlar; belki toplum tarafından pek sevilmezler, hatta çoğu zaman toplum dışına itilirler ve hak ettikleri değerleri kendilerinden esirgenir. İşte bende tam 30 yıl önce böyle bir insanı tanıdım. Hayatta o ana kadar bilmediğim çok şeyi bana öğretti. Zeytin ağaçlarına büyük saygı duyan , bitkilerle konuşan, sabır gübresiyle meyve ve sebze yetiştiren bu filozof meşrepli dostumun adı Muammer KARADAĞ ‘dır. Hayatın oradan-oraya savurduğu ve insan hamurunu çileyle kardığı günümüzün “ Neyzen Tevfik “ beyi olan bu güzel adam, yaklaşık 5 yıl önce yaşadığı toplumdan uzaklaşmış ve kendini tabiat ananın kucağına atmıştı. Ağaç evde yaşadığını duyduğumuz bu kadim dostumuz daha sonra sırra kadem basmıştı. Covit-19 tedbirlerinin gevşetilmesinden istifade ederek değerli dostumuz Ramazan TUNÇ beyle köyleri bir dolaşalım dedik. Yolumuz Caferli köyüne uzandı ve değerli dostumuz muhtar İsmail ARI ‘yı ziyaret ettik. Meydan kahvesinde otururken gözümüz caminin yanındaki tezgahında yetiştirdiği sebze ve meyveleri tevekkülle satan bir ademe ilişti. Biz bu ademi sanki bir yerden tanıyorduk. Muhtara kim olduğunu sorup öğrendiğimizde ise donup kaldık. Beş yıl önce gözden kaybolan nam-ı diğer “ Müteahhit Muammer” karşımızdaydı. Dünyalar bizim oldu inanın. Hasretle kucaklaştık, tadına doyulmaz bir 40 dk. geçirdik ve tekrar geleceğiz sözü vererek ayrıldık. Eğer yolunuz “ Caferli köyüne “ düşer ve köy camisinin bitişiğinde sebze-meyve satan günümüzün gerçek Neyzen Teyfik beyini görmek isterseniz hemen durun. Biraz hasbihâl onunla edin ve sattıklarından istediğinizi alın . Emin olun ki aldığınız o sebzede veya meyvede bizim filozofun gerçek sevgisi, sabrı ve emeği vardır. O yüzden çok lezzetli ve tatlıdır.